6 Haziran 2017 Salı

DATÇA

Rundatça koşusu nedeniyle bugüne kadar göremediğim Datça ilçemizi görme olanağını yakaladım. Elbette neredeyse toplam 24 saat kadar kaldığımız bu şirin ilçeyi yakından tanıma fırsatı bulamadıysam da umarım yakında daha uzun süre ile yeniden görme ve tanıma olanağı elde edebilmeyi isterim.
Datça, yıllardır son derece bozuk ulaşım yolu nedeniyle fazla gidilip gelinemeyen bir ilçe olarak ün yapmıştır. Önceki yolunu bilmemekle birlikte Marmaris’ten çıktıktan sonra yaklaşık 71 kilometre olan yolu oldukça iyi. Özellikle son 15 kilometresi son derece düzgün ve hızlı gitmeye elverişli. En sıkıntılı kısmı Marmaris çıkışındaki bölüm. Ancak neredeyse 30 seneyi aşkın bir süredir Mersin Bozyazı’ya seyahat eden birisi olarak yolu hiç yadırgamadım.

Datça’nın eski ismi “Dadya” imiş. Efsaneye göre yarımadada barış içinde yaşayan bir krallık varmış. Kralın bir oğlu ve bir kızı varmış. Oğlunun adı Dadya, kızının adı ise Bedya imiş. Zamanla kral, ülkesini oğlu ile kızı arasında paylaştırmış. Yarımadanın batısı kızı Bedya’ya, Datça’nın bulunduğu doğu kısmı ise oğlu Dadya’ya düşmüş. Bugün dahi prenses Bedya’ya verilen yarımadanın batı tarafları “Betçe” diye anılıyor.

Yarımadanın ucundaki ünlü Knidos’a ne yazık ki gidemedim. Knidos’un ilk yerleşiminin Datça’nın hemen iki kilometre batısı olarak düşünülüyor. Şehir daha sonra yarımadanın ucuna taşınmış. İlçenin “Mesudiye İmece bucağı”, “Avullualtı”, “Betçe”, “Benliburun”, “Balıkaşıran”. “Knidos”, “Kumyer”, “Körmendibi”, “Mağrin”, “Cavurderesi”, “Gadıncık Çeşmesi”, “Pustular”, “Madan Adası”, “Sazak”, “Örencik”, “Zeytincik”, “Uzunkuyubaşı” ve “Değirmenbükü” gibi o kadar görülmesi gereken yeri var ki hepsinin ayrı ayrı görmeye değer olduğuna inanıyorum.
İlçede, iki sene öncesine kadar emlak fiyatları son derece düşük seyrederken, bu gün orta halli bir insanın sadece ve sıradan bir ev alıp ilçeye yerleşmesi bile müşkül hale gelmiş. Ancak mayıs ayı sonu itibariyle bile ilçe özellikle yerli turist yönünden bile oldukça boştu. Esnaf, turizm sezonun sadece 2,5 ay kadar devam ettiği ilçede bu sene büyük sıkıntı yaşanacağından dolayı endişeli.

İlçe koyunun etrafında çok sayıda balık restoranı var. Ancak fiyatlar mayıs ayına göre bile bir hayli yüksek. Meze tabakları 9-12 TL arasında deniz balıklarının fiyatları ise 60-150 TL arasında değişiyor. Buna içki fiyatlarını da eklediğinizde herhangi bir Yunan adasında yiyeceğiniz yemeğin en az iki katını ödemek zorunda kalacağınız aşikar.
Mayıs ayında deniz suyu henüz oldukça soğuktu. Bunda havaların oldukça serin ve yağmurlu gitmesinin de neden olması mümkün. Fazla deniz merakınız yoksa, sezon dışı aylarda, sessiz ve sakin ilçede kafa dinleyeceğiniz bir tatil yapmanız mümkün.

6 yorum:

  1. Mesudiye ve Selimiye Köylerinde kaldım, Mehmet Bey. Harika yerlerdi... Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir süredir Selimiye hakkında çok övgüler alıyorum. Bu sene gitme şansı yaratmak istiyorum.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  2. Merhabalar Mehmet Bey.
    Datça geziniz esnasında edindiğiniz görseller nezdindeki izlenimleriniz çok güzeldi. Teşekkürler hocam. Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Ülkemizden bihaber yaşıyoruz. Ben de Muğla ilini ve ilçelerini hiç görmedim. İnşAllah ölmeden bir gün bize de oraları görmek nasip olur.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Recep hocam, Ülkemizin o kadar görülmesi gereken beldesi var ki bunca yaşımızda biz de daha yeni yeni görebiliyoruz. Gezmek de biraz gayret ve zaman ayırma işi. Umarım görürsünüz yakın zamanda. Seveceğinizden eminim.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  3. bir kaç yıl içinde oraya yerleşeceğiz. hayırlısı ile inşallah. Çok seviyoruz oralarını... selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli ve huzurlu bir yer. Sanırım pişman olmazsınız.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil