5 Nisan 2017 Çarşamba

ÇİÇEK AÇAN BADEM AĞACI (ALMOND BLOSSOMS) - VİNCENT van GOGH

Van Gogh 1890’da, yani hayatını kaybettiği senenin başında, çok sevdiği kardeşi Theo’dan bir mektup alır. Theo’nun bir oğlu olmuştur ve adı, eşi ile birlikte ortak karar olarak “Vincent” konmuştur.

Bu habere çok sevinen Van Gogh, onlara özel bir resim hediye etmek ister. O sıralar, hem Japon sanatı etkisinde olan, hem de Arles’de tomurcuk açan ağaçlardan etkilenen Van Gogh, bir badem ağacının tomurcuklarının patladığı, bembeyaz çiçekli halini mavi gökyüzü önünde resmeder. Bu resim pek de Van Gogh’tan görmeye alışık olmadığımız tarzda, Japon sanatı etkisinde olduğundan, sevenlerinin gözünde ayrı bir yeri var. Doğu kültüründe, badem ağaçları Şubat’ta çiçek vererek, baharın gelişini müjdeliyor. Resmin bir başka önemi de Van Gogh’un resmin tamamlanmasından 4 ay sonra ölmesi sebebiyle son resimlerinden birisi olması.

Söz konusu 92 x 73.5 cm ebatlarındaki yağlıboya eser Hollanda'da Van Gogh Müzesinde sergileniyor.

Van Gogh, Arles’teki bahçesinde yetişen şeftali, kayısı, erik ağaçlarını uzun uzun seyrederek kendine bir çeşit terapi uyguluyordu. Bahar aylarının verdiği ilhamdan sıkça söz eden, dolayısıyla bahadır müjdeleyen her şeye karşı bir ilgi besleyen ressam, Arles’teki ağaçlarının patlayan tomurcuklarından pek çok eser çıkardı.

Theo‘nun doğan oğluna ‘Vincent‘ adını vermesi, Van Gogh‘u çok mutlu etmiş ve ona ilham vermiştir. Vaftiz babası olduğu küçük Vincent, hayatının son demlerine gelen usta için adeta bir ‘yeni hayat’ idi ve tomurcuk ona baharı getirmişti. Bebek Vincent‘ten aldığı ilhamla “Almond Blossoms“u (“Branches with Almond Blossom“) yapmaya başlayan Vincent, annesine yazdığı mektupta da eserinden bahsetmişti. Resmi yaparken hastalanan Van Gogh, 1890 yılının Mayıs ayında kardeşinin yanına giderek yeğenine resmi hediye etti ve 4 aya kalmadan son nefesini verdi.

Bu resim, ressamın kopyalayacak kadar etkilendiği Japonizm izlerini taşıyor. Özellikle Utagawa Kunisada’nın eserlerinde sıklıkla yer verdiği bahar dalları, ressamımıza ilham veren noktalardan biri. Eserde gövdesinin üst kısmında dallarının bir kısmına dek; yalnızca bir parçası resmedilen badem ağacı, çiçek açmış tomurcuklarıyla baharı müjdeliyor. Arka planı bütünen maviyle boyayan ressam, bu şekilde bize ‘gökyüzü’ imgesini veriyor.

Van Gogh'un aynı adı taşıyan ve kendisine doğum günü hediyesi olarak bu resmin yapıldığı yeğeni Vincent Willem van Gogh (1890–1978) -yani bu tablonun yapılmasına vesile olan yeğen Vincent- annesinin 1925'te ölümünden sonra Van Gogh'un tüm eserlerini miras yoluyla devraldı. 1950'lerin başında Van Gogh'un mektuplarının tamamının dört cilt hâlinde ve farklı dillerde basılmasını ayarladı. Daha sonra Hollanda hükûmeti ile koleksiyonun tamamının satın alınması ve sergilenmesi için bir vakıf kurulması konusunda anlaştı Theo'nun oğlu resimlerin mümkün olan en iyi şartlar altında sergilenebilmesi için projenin planlamasına katıldı. Proje 1963'te başladı ve binanın tasarımı mimar Gerrit Rietveld'e verildi ve onun 1964 yılında ölmesinin ardından Kisho Kurokawa görevi üstlendi. Açılışı için 1972 yılı hedeflenen proje 1960'lar boyunca devam etti.
Van Gogh Müzesi 1973'te Amsterdam'da Museumplein meydanında açıldı. Düzenli olarak yıllık 1,5 milyondan fazla ziyaretçisiyle Rijksmuseum'dan sonra Hollanda'nın en popüler ikinci müzesi olmuştur. 2015 yılı itibariyle 1,9 milyon ziyaretçinin %85'i başka ülkelerden gelmektedir.
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder