2 Ocak 2017 Pazartesi

ARALIK AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 7

 
KİTABIN ADI
Simirna Kızılı
KİTABIN YAZARI

Suphi Varım

KİTABIN ÇEVİRMENİ
-
KİTABIN YAYINEVİ
Labirent Yayınları
KİTABIN BASKI YILI
2016
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı   
KİTABIN SAYFA SAYISI
224 syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
7/10

 
Polisiye kitaplar, okuduğum kitaplar arasında değildir. Bu kitabı, İzmir kitapları çerçevesinde aldım.

Mondros mütarekesi ile Osmanlı devleti teslim olmuş, İzmir işgal kuvvetlerinin eline geçmiştir. İtalyanlar ile Yunanlar arasında kimin şehri işgal edeceği konusunda hararetli politikalar yapılmaktadır. Sovyet gizli servisinden Sergey Andreyev, gazeteci kimliği ile İzmir’e gönderilir. Özellikle Türk direnişinin varlığını araştıracaktır. Ancak İzmir’deki temas noktası Pyotr geldiğinde ölmüş/öldürülmüştür. Türk komiser Halit Naim ketum davranmaktadır. İzmir Rum’u Minerva’nın pansiyonuna yerleşen Andreyev, Pyotr’un görme engelli kız kardeşi Valeria’dan da fazla bilgi alamaz. Araştırmaları fazla ileri gitmemektedir…

İzmir’in eski mahallelerinin isimleri gibi bazı nostaljik ögeler dışında, sadece polisiyeden hoşlananlara…

                                             

SUPHİ VARIM
1960’da İzmir’de doğdu. Kamu yönetimi dalında lisans, ekonomi alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. İZTO ve ESİAD’ta profesyonel yönetici, Muğla Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra polisiye romanlar yazmaya ve çocukluk düşlerini gerçekleştirmeye başladı. “Thule Büyücüsü”, “Simirna Cinayetleri: Düello”, “Simirna Cinayetleri: Kâbus”, “Karanlıkta İki Ceset” ve “Dedektif Çırağı” adlı romanları kaleme aldı. “Karanlıkta İki Ceset” adlı romanı Dünya Kitap 2014 Yılın Polisiye Roman Ödülü’nü kazandı. Varım’ın romanları, Labirent Yayınları etiketiyle yayınlanmaya devam ediyor. 


8 yorum:

  1. Merhaba önce yeni yıl size ve hepimize sağlık, huzur ve umut getirsin diliyorum.
    İçinde İzmir geçen ya da hikayesi İzmir'de geçen kitapları okumayı seviyorum. Bu kitap gibi konusu polisiye olan Smyrna cinayetleri diye 2 kitap almış ve okumuş beğenmiştim. Bunu da alıp okunacaklar arasına ekliyorum. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Galiba bahsettiğiniz kitaplarda bu kitabın yazarına ait.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  2. Bu kitabı da okunacaklar listeme ekleyeceğim. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolay okunan bir kitap umarım seversiniz. Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  3. Merhaba Mehmet Bey,

    İzmir'in Yunanca adı "SMYRNA".. oldukça rahatsız edici. Zira son yıllarda sıkça bu isimler karşımıza çıkıyor. Konstantinopolis, Smyrna. Dolayısıyla Amed, Dersim.. filan. Hal böyle olunca bunun sonu gelmeyecektir. Bursa'nın "Zeytinbağı" kasabasının resmi olarak ismi şimdi "Trilye" oldu.. Saygılarımla.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Gürdal, Takıldığınız bu konu aslında çok kişinin düştüğü bir yanılgı. Anadolu köklerimizden koparılmaya çalışıldığımız için yeterince açıklanmayan konulardan biridir. Özellikle belirtmek isterim ki, Smyrna'nın "Constantinople" gibi Yunan bir kökeni yoktur. Bu vesile ile konuya ilgi duyanlara şöyle açıklayayım;
      “Smyrna” sözcüğü Yunanca değildir. Ege Bölgesi’ndeki birçok yerleşim adı gibi Anadolu kökenlidir. MÖ 2000′in başlarına ait Kültepe (Kayseri) yerleşiminden kalan bazı tablet metinlerinde Tismurna adına rastlanmaktadır. Tismurna’daki ti bir ön ek olup büyük olasılıkla bir kişi ya da bir yer adını belirtmektedir. Smyrna kelimesinin daha erken biçimlerinin Samorna veya Smurna olduğu da iddia edilmektedir. Ancak kesin olarak izlenebilen gelişim, Smyrna biçimiyle ilgilidir. Hellenler ya da Bayraklı Höyüğü’nü mesken tutanlar da bu ön eki atıp kente Smyrna demişlerdir. Smyrna/İzmir adının Ana Tanrıça Kaynağı/Gölcüğü veya en azından Ana Tanrıça/Kutsal Ana anlamlarıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Halkapınar kaynağı ve bu kaynağın oluşturduğu gölcüğün çevresi, kentin uzun tarihi boyunca bir ziyaret yeri olma özelliğini sürdürmüştür.
      Prof Dr.Bilge Umar’ın yorumu şöyledir: "İzmir kenti adının bildiğimiz en eski biçimi.Aynı sözcük, Hellen dilinde, Arabistan Mersini (Myrte d' Arabie) ağacından elde edilen güzel kokulu öz suyunu anlatır. (Heredotos,2 40,73,86 vs.) Bu anlamıyla dahi Hellen diline, yabancı bir dilden geçme olduğunu A. Bailly kaydediyor. O anlamdaki Smyrna sözcüğünden türetilen, Hellen dilindeki Smyrinizo (Smyrna ile merhemlemek ) fiili, Markos İncilinin Hellen dilindeki metninde (15,3) geçiyor. Bürchner (RE Smyrna maddesi) İzmir kentinin en eski adı olarak ve Ephesos kentinin adlarından biri olarak "Smyrna" adının, o kentlerde tepki gören, Hellenleşme öncesi dönem kültürüne ait bir tanrıçanın , "Büyük Tanrıça" niteliğinde bir tanrıçanın adıyla bağlantılı olduğunu savunuyor. (s. 731 sonu) Sezgisinde çok haklıdır. Ancak Samorna, aynı tanrıça ile yani Smyrna'ya döndüğünü söylemesi yanlıştır. Samorna, aynı tanrıça ile yani Swa-Ma, Kutsal Ana ile bağlantılı olmakla birlikte, Arna sözcüğünü de içeren bir addır. ) Smyrna ise aslında Smurna'dır ve S (wa) - M(a)- ur (a)- (wa) na , "Kutsal Yüce Ma Ülkesi" öğelerinden türetilmiştir. Bkz.Swa, Ma, Ura, Ura,mura,wana:karş. Myrina, Samardos, Satrote" (Bilge Umar, Türkiye'de Tarihsel Adlar, S:740, İnkilap kitabevi)

      Sil
  4. Bilgilendirmeniz için teşekkür ederim Mehmet Bey. Benim söylemek istediğim, Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet sonrası.. Dolayısıyla konuya yaklaşımım bu anlamdadır. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yorumunuz çok önemli bir açıklamaya vesile oldu. Yazılar kadar yazı altlarındaki yorumların da canlı bir bilgi alışverişine sahne olduğunu görüyor ve inanıyorum. Faydalı olabildiysem ne mutlu bana. Değerli yorumlarınızı her zaman bekliyorum.
      Sevgi ve içten saygılarımla.

      Sil