PALAZZO PİTTİ (Pitti Sarayı) FLORANSA 1. BÖLÜM

Floransa şehrinde gezimize, aracımızı park yerine bıraktığımız Via Romana caddesi üzerinde başlıyoruz. Cadde bizi önce iki durak kadar bir mesafede Pitti Sarayı’na ulaştırıyor. Pitti Sarayı en önemli Rönesans dönemi saraylardan olup Ponte Vecchio’ya oldukça yakın. Önceleri (1458’den önce) sarayın yerinde banker Luca Pitti’nin (1398-1472) rezidansı bulunmaktaymış.

Yapımı aşamasında dönemin sanat tarihçilerinden Giorgi Vasari, sarayın mimarı olarak Brunelleschi’yi baş mimar olarak önerir. Ancak mimar  inşaat başlamadan ölür.

Halen kimin tarafından yapıldığı net olarak bilinmiyor. Pitti, mali krize girince 1464’de inşaatı durdurur ve tamamlayamadan 1472’de ölür.

Yapı, Pitti’nin torunu tarafından Teledo’lu Elenora’ya satılır. Elenora, Grandük I. Cosimo de Medici’nin eşidir. Medici, Vasari’nin yardımını ister. Eski sarayın –ileride göreceğimiz Vasari koridori ile- eski saraya bağlar. Medici’ler eski sarayı rezidans olarak kullanırken, burayı sanat koleksiyonu evi haline getirirler.

Sarayın hemen arkasındaki Boboli tepesine park ve bahçeler yaptırarak Arno nehrine kadar olan tüm arazi çevrelenir. Bahçede yapılan amfitiyatroda eserler sahnelenir.

18. yüzyılda Napolyon hükümeti de burayı merkez yapar. Saray ve içindekiler 1919 yılında Kral III. Vittorio Emanuele tarafından İtalyan halkına bağışlanır.  En büyük sanat galerisi olarak halka açılır.

Sarayın ve eserlerin ihtişamını yansıtabilmek için saray gezimizi 2 bölüm halinde vereceğim. Şimdi ilk bölümü gezelim.