27 Mayıs 2015 Çarşamba

NİSAN AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 7



KİTABIN ADI
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş (As İntermitencias da Morte)
KİTABIN YAZARI

Jose Saramago

KİTABIN ÇEVİRMENİ
Mehmet Necati Kutlu
KİTABIN YAYINEVİ
Kırmızıkedi Yayınları
KİTABIN BASKI YILI
2013
KİTABIN BASKI SAYISI
5. Baskı ( Orijinal ilk baskı 2005)
KİTABIN SAYFA SAYISI
204 syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
10/10 


Jose Saramago’nun Türkiye’de de tamamı yayınlanmış romanlarından tek eksiğim olan bu kitabı sonunda bulmak ve okumak kısmet oldu. Saramago kitaplarını okuyanlar için alışıldık tarzı ile yazdığı, yine mükemmel bir kitap.
Saramago, kitaplarıyla, özellikle dinin tabularına aykırı fikirlerini ortaya koyduğu gibi insanın korkularının, ancak üzerine gitmek ve onları çözümlemekle aşılabileceğine inanır. Bir çok kitabında belki mantıken kabul edemeyeceğiniz konularda fikir tartışmaları yaratır. “Lizbon Kuşatması Tarihi”nde, Hıristiyanlığın Müslümanlığa karşı barbar düşüncelerini mahkum eder. “İncil’e göre İkinci İsa”da kendi dünyasında yarattığı İsa’yı İncil’deki hikayelerde dolaştırır, dini safsatalarla alay eder. “Körlük” romanında tüm insanları, biri haricinde kör eder, aslında dünyanın yaşam ve ilişkilerde gerçekte kör olduğunu ortaya koyar. “Görmek”de ise tam tersi, çirkin politikaların ve insanlığı aşağılayan sistemi görmemizi ister. “Kabil”de, kutsal kitaplardaki Kabil’in gerçekte böyle biri olması gerektiğini bütün çıplaklığıyla ortaya koyar.
Bu kitapta ise insanın bir başka bilinmeyeni olan “ölüm”ü işliyor. Kitap aynı cümle ile başlayıp aynı cümle ile bitiyor: “Ertesi gün hiç kimse ölmedi” Ama başlangıçtaki cümle ile kitabın sonunda yazan cümle arasında o denli farklı bir anlam yüklemesi olabileceğine, okumadan inanma şansınız bulunmamakta.
Ölüm, her insanın korktuğu ve en azından kendi başına geç gelmesini istediği bir olgudur. Saramago kitabın başlarında “ölüm”ün işini yapmaması üzerine gelişen olayları ve toplumun kaosa sürüklenmesini anlattıktan sonra, işini tekrar yapmaya karar vermesinden sonra bir “can”ın onun talimatlarına boyun eğmediği fark eder. Derken onu tanımak için onun dünyasına gittikten sonra “yaşam”ın o, korkunç güzel hazzını algılar….
Saramago’nun kitaplarını, sevmek konusunda hiçbir ayrım yapmak istemiyorum. Ama en iyilerini sırala derseniz bu kitabın “Körlük”ten hemen sonra geleceğini söyleyebilirim.
Bol okumalı günler dilerim.


26 Mayıs 2015 Salı

ZEKİ MÜREN SİZLERLE

Çocukluğumuzun, gençliğimizin ve olgunluk dönemimizin en büyük Türk Sanat müziği sesi Zeki Müren, fotoğrafları, belgeleri ve görselleriyle bir sergi halinde bugünlerde Ankaralılara misafir oluyor. Ölümünden bu yana kanımca değerinden hiçbir şey kaybetmeyen ve kendisine verilen “Sanat Güneşi” ünvanını sonuna kadar hak eden Zeki Müren’i unutulmaz kılan şarkıları eşliğinde bir görsel şölen ile anıyoruz.
Halen Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezinde devam eden sergi “İşte benim Zeki Müren” adını taşıyor. Doğumundan itibaren çocukluğu ve okulları fotoğraflarla sergilenen Zeki Müren’in bir yandan hem hayat hikayesini takip ediyorsunuz ve hem de yıllar itibariyle sanatındaki aşamaları izliyorsunuz. Müzik dünyamıza armağan ettiği birbirinden güzel şarkıların çıkış yılları, değişik gazinoların sözleşmeleri, telif mektupları, Zeki Müren’in anı ve telefon defterleri gibi son derece ilginç belgeler yanında sahne kostümleri, film afişleri ve diğer sanatçıların resim ve anı yazıları ile görseller sizleri sarıp sarmalıyor.
Bir odada da çevirdiği filmlerden sahneler kısa kısa ekrana geliyor.
Sevin ya da sevmeyin Türk müziğine bir dönem damgasını vurmuş, unutulmaz besteler armağan etmiş Zeki Müren izlenmeyi hak ediyor.





 ZEKİ MÜREN'İN KENDİ EL ÜRÜNÜ ESERLERİ


















































 Serginin beni en çok etkileyen fotoğrafı Belgin Doruk ile Zeki Müren'in içten ve sevgi dolu bakışması ve yanında Belgin Doruk'un sözleri. Tek kelime ile MUHTEŞEM!