24 Şubat 2015 Salı

ARALIK AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 5



KİTABIN ADI
Genç Stalin (Young Stalin)
KİTABIN YAZARI

Simon Sebag Montefiore

KİTABIN ÇEVİRMENİ
Yavuz Alogan
KİTABIN YAYINEVİ
İthaki Yayınevi
KİTABIN BASKI YILI
2010
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI
448  syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
9,5/10 (Az sayıda dizgi hatası var)
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
6/10 


Her ne kadar okuduğum kitapların tanıtımı sayfasında bu kitabı yorumluyor isem de kitap bir edebiyat yapıtı değil. Sosyalist tarihe ya da Stalin’in kimliği yönünden merak ettiğiniz bir husus yok ise yazının bundan sonrasını okumanıza gerek yok…
Yetiştiğim kuşak ve gençliğimizde edindiğimiz bilgiler çerçevesinde, okuduğumuz kuşaklar çerçevesinde, daha yaşanılası, daha özgür ve insan haklarına saygılı, kadını ve emeği sömürmeyen bir sistem olarak sol paydasında sosyalizme ve kuzey komşumuz Sovyetler Birliği’ne ilgi duyduğumuz kuşkusuzdur. Giderek, ulusal kurtuluş mücadelemizde maddi ve manevi destek sağladığını öğrendiğimiz ve Mustafa Kemal’in yaşamının son günlerinde “Hiçbir zaman Sovyetler Birliği’ne düşmanlık etmeyin, karşısındaki siyasi gruplaşmalara katılmayın” yolundaki siyasi mirasının göz ardı edilerek, aramızdaki dostluk köprülerinin atılması, Nato yoluyla düşman cepheye kaymamız sonucu, sosyalizmin ve komünizmin sürekli halka yanlış anlatılarak, solu ve sosyalizmi, “şapkanı asıp bir eve girdiğinde her şey senin oluyor” gibi çiy ve basit karalamalarla halkın düşman edildiği sisteme ilişkin gerçek bilgilerin ancak 1961 anayasasının özgürlükçü ortamında solu tanımaya başlayan ülkemizde Marx, Lenin, Stalin, Mao, Fidel Castro ve Ernesto Che Guevera gibi insanları yakından tanımamız bir hayli geç oldu.
1917 Ekim devrimiyle 20 yüzyılın çehresini tamamen değiştiren bir olayın yeterince anlatılmaması ve tanıtılmaması, bu devrim uğrunda çabalayan can veren nice insanın uğrunda mücadele ettiği amacın bilinmezliği, eklenen ucuz karalamalarla birlikte yıllarca Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerine halk olarak soğuk bakmamıza yol açtı. Elbette emperyalist ve kapitalist dünyanın ağır algı operasyonları altında gerçeği bilme ve anlama şansımız fazla olamazdı da.
Ülkemizdeki sol siyasi uyanışta pek çok kitap basılmasına rağmen yukarıda saydığımız önemli sosyalist figürlerin hiçbirisinin gerçek yaşam öyküsünü okuma ve öğrenme şansımız yine pek olmadı.
İthaki yayınları bir süredir bazı dünyaca ünlü kişilerin batıda yayınlanmış biyografilerini yayınlamakta. Bunlardan “Jules Verne”i okudum ve tahmin ediyorum blogda tanıtımını yapmıştım. Bu kez, benim gibiler için bir efsane olan Josef Stalin’in iki ciltlik biyografisini gördüğümde doğrusu oldukça heyecanlandım. Fakat ne yazık ki son derece güdümlü ve açık algı saptırmaları yapan bir kitapla karşılaştım. Bu ilk ciltte doğduğu 1878 yılından 1917 devrimine kadar geçen yaşamının anlatıldığı Stalin –kitabın yazarına göre- az sayıda yetkin özelliğine rağmen bir serseri, mafya, terörist, sevgisiz, biraz çapulcu, parti disiplinini dahi çiğneyen bir insan. Hatta üstüne basarak söylemese de alçak bir sesle, -elinde hiçbir kanıt olmadığını itiraf etse de- çarın gizli polisinin Bolşevik Parti içindeki ajanı olduğunu iddia eden yazarın Stalin’i doğru anlatmadığına inanıyorum. Ben, sosyalist sistem ve diyalektik materyalizm kültürüm çerçevesinde yalan ve iftira bölümlerden etkilenmeden okumayı başardığıma yaşamaındaki ilginç bazı ayrıntıları öğrendiğime ve bu anlamda alabileceğim bilgileri aldığıma inanıyorum. Ama her okuyanın yanı paratoneri kullanıp kullanamayacağını bilmiyorum.

 Yazarın biyografisini öğrenmek isteyenler için : http://www.simonsebagmontefiore.com/author.aspx


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder