3 Aralık 2012 Pazartesi

TEMMUZ AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 13

KİTABIN ADI : Vahşi Geceler (Wild Nights)

KİTABIN YAZARI : Joyce Carol Oates
KİTABIN ÇEVİRMENİ ::Zeynep Çiftçi Kanburoğlu
KİTABIN YAYINEVİ : Everest Yayınları
KİTABIN BASKI YILI : 2009
KİTABIN BASKI SAYISI : 1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI : 220 sayfa
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ : 10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ : 10/10
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ : 10/10

YORUM:
Joyce Carol Oates, bu kitabında kanımca hikayeciliğinin doruklarında dolaşıyor. Daha önce tanıtımını yaptığım bazı kitaplarında yazar, önemli edebiyat ustalarından Edgar Allan Poe, Emily Dickinson, Mark Twain, Henry James ve Ernest Hemingway’den övgüyle bahseder ve etkilendiği yazarlar arasında bu isimleri titizlikle sayar.
Bu kitabında, yukarıda ismi geçen 5 yazarı hikayesinin baş kahramanı yaptığı 5 uzun öyküsünü biraraya getirerek bu değerli büyük ustalara selam duruyor.
Okunduğunda inanılmaz etkileyici bu hikayelerde temel özelliklerden birisi de Oates’un hiçbir çekinme belirtisi göstermeden hikayelerine bu değerli yazarların yazım tarz ve havasını eklemiş.
Özellikle Dickinson ve Twain üzerine hikayelerinden fazlasıyla etkilendimse de 5 hikayeyi yanyana koyunca aynı değerde olduklarını görüyorum.
Edebiyat sevenlerin kesinlikle gözardı edemeyeceği ve kitaplığının seçkin kitaplarından birisi olacağını söyleyebilirim.

(Alıntı: Joyce Carol Oates, farklı metinleri dilimize çevrilmiş olmasına rağmen yeterince tanıdığımız, andığımız ve hakkını verdiğimiz bir isim değil. Oates’un Türkçeye çevrilen Vahşi Geceler!‘i gerçek anlamda farklı ve alışkın olmadığımız türden bir yapıt. Yazar bu kitapta, altı usta ismin yaşama veda öyküsünü ‘kurguluyor’. Bu altı isim: Edgar Allan Poe, Emily Dickinson, Mark Twain, Henry James ve Ernest Hemingway. Yazar, bu isimlerin ölüme yakın yaşadıkları günleri, kendi üslubu ve hayal gücüne yaslanarak anlatıyor ki aslında Dickinson’ın hikâyesinin durumu biraz farklı. Onunla ilgili olarak yazılan metinde, Dickinson’ın son günleri değil de ölümünden sonra bir makine olarak varolduğu günlerde başına gelenler bir öyküye dönüşmüş.
Kurgusu itibariyle kitaptaki diğer metinlerden ayrılan Emily Dickinson öyküsü, kitabın en çarpıcı anlatısı. Kitaba ismini verense bu öyküde de adı geçen, Dickinson’ın bir şiiri: Vahşi Geceler. Şairi ölümünün ardından da bir robot olarak yaşatmaya karar veren Oates, bu öyküde tüm yaratıcılığını döktürmüş. Aslında ‘EDickinsonLüksKopya’ adlı öyküdeki kurguya göre bu durum yani robot olma durumu yalnızca ünlü şaire mahsus değil. Oates’un yarattığı bu dünyada insanlar, istedikleri/seçtikleri bir ünlünün, tabii ölmüş olması kaydıyla LüksKopyasına yani ona tıpatıp benzeyen bir tür robota, makineye sahip olabilmektedirler. Böylece tüketimde sınır tanımayan ve sonsuz tatmin aradıkları için asla tatmin olamayan zavallı efendilere dönüşürler. İşte bizim öykümüzün esas karakterleri olan New Yorklu karı kocanın da bir tane ‘LüksKopya’ almaya karar verdikleri anı Carol Oates şöyle anlatır: “Öylesine yalnızdılar ki! Mum ışıkları, cilalı kiraz yüzeyinde belli belirsiz anımsanan düşler gibi parlarken, masanın iki ucundan birbirlerine mahcubiyetle baktılar. ‘Biz de bir LüksKopya alalım,’ dedi biri, sanki aklına ilk kez gelmiş gibi, diğeri hemen yanıtladı: ‘LüksKopyalar çok pahalı ve bir yıl bile dayanamadıklarını sen de işittin.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder