30 Kasım 2011 Çarşamba

SERVER TANİLLİ HOCAMIZI KAYBETTİK!

 AYDINLANMANIN BÜYÜK ÖNDERİ, DEĞERLİ HOCAMIZ SERVER TANİLLİ'Yİ KAYBETTİK.
Tüm Atatürkçülerin, Aydınlanmacıların ve Yurtseverlerin başı sağolsun
Server Tanilli (d. 1931 - ö. 29 Kasım 2011) Türk yazar, Anayasa Hukuku Profesörü.
1980'den önce Türkiye'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ve Devlet tatbiki Güzelsanatlar Yüksekokulu'nda "Uygarlık- tarihi" dersi veriyordu. 7 Nisan 1978 günü terör ortamında silahlı saldırıya uğrayıp, belden aşağısı tutmaz oldu. Fransa'ya gidip uzun yıllar Strazburg Üniversitesi'nde çalıştı. 2000 yılında yurda dönüş yaptı ve Cumhuriyet Gazetesi'nde köşe yazıları yayınlandı.
1980 sonrasında düşün ortamını ve özellikle de gençliği etkilemiş olan "Uygarlık Tarihi (1973)", "Devlet ve Demokrasi: Anayasa Hukukuna Giriş" kitaplarını yazdı. "Uygarlık Tarihi" üniversitelerde ders kitabı olarak okutuldu.  Prof. Dr. Server Tanilli dün evinde yaşamını yitirdi.
Kitapları
  • Uygarlık Tarihi (1973)
  • Devlet ve Demokrasi: Anayasa Hukukuna Giriş
  • Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?
  • Yüzyılların Gerçeği ve Mirası" (6 cilt)
  • Candide ya da İyimserlik
  • Yaratıcı Aklın Sentezi: Felsefeye Giriş
  • Değişimin Diyalektiği ve Devrim
  • Dünyayı Değiştiren On Yıl
  • Fransız Devriminden Portreler
  • Anayasalar ve Siyasal Belgeler
  • Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz?
  • İslam Çağımıza Yanıt Verebilir Mi?
  • Din ve Politika
  • Voltaire ve Aydınlanma




29 Kasım 2011 Salı

VALENCİA - 1

 Madrid’in Atocha tren istasyonundan Valencia’ya kalkan hızlı tren “Ave” kısaltmasıyla tanınıyor. Yol 1 saat 50 dakika kadar sürüyor. Ortalama hızı 270-299 klm arası. Bir kez 301 klm’ye çıktığını gördüm.
Valencia Sorolla tren istasyonu 6 hatlı küçük bir istasyon. Valencia, tipik Antalya görünümlü bir şehir. Genellikle iber yarımadasının en sıcak iklimine sahip. Gündüz 21 C’ye kadar çıkıyordu. Gece 22-23.00 sıralarında dahi bir açık kafede oturup bir şeyler içmek mümkün.
Valencia’da belirlediğimiz otel ise “Hotel Expo Valencia” idi. Eski şehir merkezine 3 metro istasyonu uzak olmasına rağmen çok büyük bir alışveriş merkezinin içinde,” Turistik Bus” durağında ve Turia bahçelerinin hemen yanındaki otelimizde Madrid gibi mükemmel bir seçim olduğunu gösterdi.
 Valencia’da da “Turistic Bus”ın A ve B olarak iki rotası var. Günlük 15.00 iki günlük 18.00 Euro’luk biletlerle yaklaşık 1,5 saatlik alınan turlar şehri tanımakta çok yararlı. Ayrıca iki günlük tur ile şehir içi ulaşımı karşılamanızda mümkün.
 Rota A eski şehirden başlayıp şehrin kuzeyine dolaşıp Bioparc’a (Hayvanat bahçesi) uğrayarak dönüyor.
Rota B’de bilim parkı ve marinayı dolaşıyor. (Marinaya zaman ayırıp sahilde kumlarda güzel bir yürüyüş ve balık lokantalarında 20-25 Euroluk menülerle güzel bir balık yeme şansı yakalayabilirsiniz.) Eski şehir yine görülmesi gereken ve kaybolunması gereken sokaklara sahip.
Gittiğiniz takdirde, kalmak için belirlediğimiz Hotel Expo Valencia’nın içinde bulunduğu çarşı kompleksi de neredeyse uzun süre dolaşabileceğiniz ve mevsim gereği “oferta” (indirim) yapan mağazalara sahip. Şansınız varsa, free shop’tan daha ucuza parfümlere rastlayabileceksiniz. Ayrıca alt çarşıda güzel bir hoşluk olarak “El Rey de İstanbul”un sahibi Diyarbakırlı Yüksel Can’a rastlamanız ve Türk yemeklerini yeme ve demli çay içme fırsatına da sahip olabilirsiniz. Türk insanının sıcaklığı ve candanlığı içinizi ısıtacak.






(Resimlerin tamamı Valencia'nın eski şehir kısmına ait. Bu güzel görüntülere iki kısımda devam edeceğiz.)

28 Kasım 2011 Pazartesi

RTE’nın DİLEDİĞİ ÖZÜR GEÇERSİZDİR

Ali Nejat Ölçen
Bay R.T.Erdoğan’ın başbakan olarak  “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” adına özür dileme yetkisi yoktur. Çünkü, o Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil etme yetkisine sahip değildir. O, sadece Hükümet başkanıdır ve Hükümet te, Anayasa Mahkemesi ile TBMM’nin denetim ve gözetimi altında devletimizin kendisi değil;  sadece bir parçasıdır. Özür dilediğinden bir süre sonra,  demokratik koşulların işleyişi sonucu iktidar dediğimiz  düzeyden aşağıya doğru devrilebilir.  Fakat Devletimiz devrilemez;çünkü O, üç güçler erkine sahip çıkarak misakı milli sınırları içinde sonsuza kadar yaşayacak;   yurtsever, tam bağımsızlıkçı kadroları yaratmayı bilecektir çünkü onu Mustafa Kemal Atatürk, Türk ulusuyla birlikte yarattı. Onun yoktan var ettiği  Devletimiz’in temel özelliği, “erkler ayrılığı” ilkesine dayanmış olmasıdır.
Bu demokratik yapı içinde “Yürütme” nin başındaki kişiye,  yani Başbakan’a devleti temsil etme yetkisi verilmiş değildir. Böylesi yetki sadece ve sadece Çankaya’ya aittir. Devletimizi sadece Çankaya temsil edebilir. O da kimi uluslararası hukuk koşulları içinde.
Ey bay başbakan, eğer sizin siyasal kültürünüz  yeterince gelişmiş olsaydı, Yürütme erki olarak “özür dileme” konusunu TBMM’ye getirir, alınan kararı sadece ifade etme yetkisini kullanabilirdiniz. Bunu dahi düşünemediniz.
R.T.Erdoğan kendisini devleti temsil emekle yetkili sandığı içindir ki, kimi deyim, karar ve uygulamaları, “faşizm”i çağrıştırmaktadır. Yürütme erkinden soyutlandığı ve TBMM dışında kaldığında kendisini Yüce Divan’da bulacak ve ulusa yaptıklarının hesabını verecektir. Bu satırları yazan kişi gibi 75 milyon yurttaşımız Yüce Divanda hesap verirken nasıl bocaladığını ve nasıl cüceleştiğini görecektir.  Yakın tarihimiz bunun en düşündürücü örneğini “Reis beyefendi hazretleri” sözcüğünde yaşadı. .
Bay R.T.Erdoğan, siz, Anayasa ve TBMM’nin denetimi altında Devletin yürütme erkinin başındaki kişi olmanın ötesinde sahip olmadığınız yetkileri kullanmanın hesabını bir gün ödeyeceksiniz.  Bundan kuşkunuz olmasın.. Kimi yeteneğinizle, kendinizi kendiniz çelişkilerden çelişkilere sürüklemektesiniz. Özeleştiri denilen erdemli davranışa gereksinmeniz var.
Bu güzel ülkemize zarar vermektesiniz. Ulusumuz zarardan kurtulmanın yöntemini ve çaresini her zaman bulabilmiştir. Sizi uyarıyorum

Saygılarımla.
Dr.Ölçen.
(Kaynak: Vatan ve Emek Cephesi)

25 Kasım 2011 Cuma

FLAMENKO

İspanya’ya gidince, Flamenko izlememek olmazdı. Önceden de bahsettiğim gibi bize en yakın olan ve Gran Via caddesini kesen bir sokak içindeki “Cafe de Chinitas”dı. Saat 20.00’de başlayacak program için 15 dakika kala gittiğimizde henüz kapalı olduğunu gördük. Ancak bekleyen bir Uzakdoğulu grup sebebiyle bekledik. Saat başına birkaç dakika kala Cafe açıldığında rezervasyonsuz geldiğimiz söylediğimizde, problem olmadığını yer bulunduğu söyleyerek 8 kişilik grubumuza uygun bir masa ayarladılar.
Flamenko, İspanya'ya özgü olduğu bilinmesine rağmen, aslında Endülüs bölgesi kültürüdür. Kökenleri hakkında birçok soru işareti bulunur,  ancak genel olarak bölgedeki Latince konuşan asimile olmuş yerli İberik halklar, Berberi-Arap Müslümanlar, İspanyalı Yahudiler ve Çingeneler tarafından beraberce ortaya çıkarılan bir tür olarak kabul edilmektedir.

Sangria ve Şarap, sofranın mükemmel uyumu

Saat tam 20.00’de solo gitar eşliğinde başlayan program daha sonra çalgıcılar, koro ve kadın sanatçıların yer aldığı programla devam etti. Matadorun solu kesici dansından sonra, kadın sanatçıların 15’er dakikalık solo programlarıyla 2 saatlik gösteri dolu dolu sona erdi.






Turistik bir gösteri olmasına karşın tüm sanatçıların coşkulu ve içten söyleyiş ve oynayışları gerçekten etkiliydi. Madrid’de böyle bir gösteriyi mutlaka izlemenizi öneririm.

24 Kasım 2011 Perşembe

AĞUSTOS AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 4

KİTABIN ADI
Günlerin Getirdiği (La suma de los dias)
KİTABIN YAZARI
İsabel Allende
KİTABIN ÇEVİRMENİ
İnci Kut
KİTABIN YAYINEVİ
CanYayınevi
KİTABIN BASKI YILI
2011
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI
436  sayfa
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10 
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
10/10 

YORUM:
Yirmi seneyi aşkın süredir okuyucusu olduğum, ülkemizde basılan tüm kitaplarına süresinde sahip olduğum ve yazış sırasına göre okuma mutluluğuna erdiğim yaşayan efsanem Allende’nin son kitabını da yine soluksuz okudum.

Allende zaman zaman yaptığı gibi (Paula, Yüreğimdeki Ülkem, Afrodit) yine özel yaşamından pasajlar verdiği bu son kitabında, ithafında yazdığı; “Küçük klanımın, hayatlarını anlatmama izin veren üyelerine” ifadeden anlaşılacağı gibi özel yaşamını, akrabalarını ve dostlarını anlatıyor.

Son derece saf, naif ve çocuksu denecek derecede içten anlatımıyla neredeyse tüm akrabalarını tanıyorsunuz. Ölen kızı Paula’nın boşluğu, oğlunun evliliği, torunları, bu evliliğin lezbiyen olduğunu itiraf eden gelini tarafından bitirilişi, yeni gelin arayışı, yeni gelinin çocuk beklentisi, kocasıyla uyum sorunları, kocasının uyumsuz çocukları, tüm aileyi israrla bir arada tutma çabalarını adeta bir roman gibi okuyorsunuz.

Anlatımlarından, pek çok kitabının çıkış noktaları, yazma tekniğini keyifle izliyorsunuz.
İyi ki varsın İsabel! Bu dünyada insan olmanın keyfini ve çağdaşın olma mutluluğunu bizlere yaşatıyorsun!

23 Kasım 2011 Çarşamba

SANTİAGO BARNABEU STADYUMU

Madrid’de, Turistic Bus’ın 2 numaralı rotası üzerinde yer alan, Real Madrid’in maçlarını oynadığı bu meşhur stad, maç günleri dışında, belli bir güzergah üzerinden gelenlere gezdiriliyor.
Daha önce de belirttiğim gibi, 7 numaralı kapı gişesinden 16 Euro mukabili girişyapılabiliyor. İnternet üzerinden de daha önceden bilet almak mümkünmüş.


Girişte önce, yürüyen merdivenlerle yaklaşık 7 kat çıkılarak seyirci bölümünün en üstteki girişinden, stadın tüm manzarası gösteriliyor. Resimlerden de görüleceği gibi, kapalı havalarda makinelerle çimlere suni güneş ışığı verilerek doğal gelişimleri sağlanıyor.

Stadın tribünlerinden inerken, Real Madrid’in kulüp müzesine giriliyor. Sayısız kupası, yıllar içindeki kullanılmış spor malzemeleri, fotoğraflar dakikalarca sürecek şekilde sergileniyor. Müze içerisinde halen futbol takımından istediğiniz futbolcu ile “photoshop” tekniği ile resim çektirebiliyorsunuz. Size verilen kupon ile çıkışta, store’da 17 Euro karşılığından fotoğrafınızı alabiliyorsunuz.



























 Müze çıkışında, orta tribünlerden, kale arkasına dolanarak çimlere değin saha içine inebiliyorsunuz. Daha sonra yedek oyuncuların oturduğu bölmelere girip, oturabilir ve resim çekebilirsiniz.


Daha sonra, futbolcuların çıkış tünelinden girip, misafir takım soyunma odasını dolaşabilir ve daha sonra maç bitimlerinde yapılan basın toplantıları odasına geçiyorsunuz.
Son geldiğiniz nokta Real Madrid takımının malzemelerinin satıldığı mağaza bölümü var. Ancak bedeller oldukça yüksek. Atkı 12 Euro, forma 70 Euro.

Adamlar, stadı dahi turistik güzergaha sokarak gelir sağlamayı düşünmüşler ve becermişler. Zaman içerisinde Türk kulüplerinin de benzer turlar yaptırarak gelir elde etmesini diliyoruz.