17 Aralık 2010 Cuma

ONLARI UNUTMAYIN - 20

ŞEHİT KOCABEYLİ ŞERİF-ŞEHİT MOLLA HASBİ- ŞEHİT NAFİZE KADIN

Yunanlar, Balıkesir bölgesinde işgalin ilk günlerinden itibaren kendileriyle işbirliği içine giren Sündüklü Davut ve çetesini oldukça cazip tekliflerle Sındırgı dağlarında bulunan milli müfrezelerin üzerine sürmüştü. 120 kişilik çetesiyle Sündüklü Davut ve 50 kişilik Yunan askeri birliği ve komutanları Yüzbaşı Andre, iddialı bir biçimde Sındırgı dağlarında büyük bir takip harekatına başladılar.



Kepsut, Akhisar, Simav, Gediz ve Demirci’de bulunan yunan birlikleri de takviyeleriyle birlikte harekata katıldılar.


Bu geniş takip harekatını izleyen Milli Müfrezelerde gereken tertibatı alarak hazırlandılar.


 6.3.1922’de Bozüyük köyü yakınlarında düşmanla temas eden Milli Müfrezelerin öncü kolu hemen müsademeye başladı. Müfreze’den Kocabeyli Şerif, arkadaşlarından cephane alarak düşmanı iki saat kadar oyaladı ve arkadaşlarının zayiat vermeden çekilmesini sağladı.



Cephanesi biten ve pek çok yerinden yara alan, sonunda siperden ayağa kalkıverdi ve şehit oldu.


Şerif’in cesedini gören Yunan komutan uzun süre hayret ve ürküntü ile baktıktan sonra kimliğini ve giysilerini inceledi. Şerif’in elbiseleri çok eski ve parça parçaydı. Ayaklarında çarıklar vardı ve cebinden sadece iki buçuk lira para çıkmıştı.


Bunan üzerine Yunan komutan Andre, yanındaki işbirlikçi Çerkes çetelere;
- “Siz bunlar için eşkıya diyordunuz. Yanlış! Bunlar eşkıya olamaz.
Eşkiyanın kesesi altın doludur ve giysileri yepyeni olu. Ayrıca şakiler bu kadar cesaret ve azim sahibi olamaz. Bunlar siyasi çete! Bunlarla başa çıkmak zordur.” dediğini zorla yer gösterme için refakata alınan köylüler ifade eder.


 9 Mart 1922’de düşman Ulus dağlarını kuşatır. Kavakönü köyünden Molla Hasbi isimli genç, dağdaki müfrezelere ekmek, erzak ve haber taşımaktadır. Molla Hasbi o gün yakalandı. Evi yakıldı, kendisi, annesi, karısı ve kız kardeşi şehit edildi.

Yapılan işkencelerle düşmanın ve işbirlikçi çetelerin öğrenmek istedikleri tek şey, “Milli müfrezelerin nerede oldukları” idi. Molla Hasbi hayatını ve bütün ailesini kaybetti ama bu büyük sırrını vermedi!


Kuşatma sürüyordu. Ekmek sağlama işini bu kez aynı köyden, torunu da milli müfrezelerde olan Nazife kadın üstlendi. Düşman bunu da öğrendi. Fırında ekmek pişirdiği sırada Yunanlar Nazife kadını yakaladılar. Çetelerin yerini öğrenmek için şıkıştırdılar. Attıkları dayağa rağmen ağzından tek kelime alamadılar.
İşkenceyi izleyen işbirlikçi çetelerin marifetiyle Nazife kadının ayaklarını fırına soktular. Acı içinde;
- “Durmalarını, konuşacağını” söyleyen Nazife kadın bir an serbest kalır kalmaz kendini fırına atıverdi. Milli müfrezelerin yeri düşman için yine bir sır olarak kaldı.


Bundan tam altı ay sonra milli müfrezeler büyük komutanları Mustafa Kemal’in;

- “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” komutunu verdiğinde, coşkun bir sel gibi düşmanı önüne katıp denize dökerken, şehit Kocabeyli Şerif, Molla Hasbi ve Nafize Kadın’ın ruhları, Mehmetçikle birlikte İzmir yollarındaydı.


RUHLARI ŞAD OLSUN!

Kaynak: Balkanlar.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder