31 Ağustos 2010 Salı

AĞUSTOS AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 1


KİTABIN ADI : Yemen – Savaşanlar Anlatıyor
KİTABIN YAZARI : (Derleyen) Nurer Uğurlu
KİTABIN ÇEVİRMENİ : -
KİTABIN YAYINEVİ : Örgün Yayınevi
KİTABIN BASKI YILI : 2007
KİTABIN BASKI SAYISI : 1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI : 549 sayfa
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ : 9/10 (Dizgi hataları var)
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ : 10/10
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ : 10/10
YORUM : Kuşkusuz Yemen, yakın tarihimizde çok önemli bir yer almakta. Yaklaşık 1400 yıldır İslamiyetin bayraktarlığını yaparak, bu dini etnik ve mahalli bir din olmaktan çıkarıp evrensel ve önemli bir din yaparak bir anlamda, Hıristiyanlığın, daha fazla yayılmasının önüne geçen Türkler için, Arabistan yarımadası ve kutsal topraklar her zaman çok saygın ve korunması gereken yerlerden olmuştur. Osmanlı Devletinin son günlerine kadar burayı terketmeyen Türk orduları, sayısız evladını bu topraklara gömmüştür. Peygamberin şehrini son ana kadar terk etmeyen ordumuz, bugün kardeş sayılmaya çalışılan Arap işbirlikçilerin, İngiliz altınlarıyla ordumuzu ve askerimizi arkamızdan vuruncaya kadar, din için, peygamber için kanını akıtmaktan çekinmemiştir.
Kitap, İsmet Paşa, Fahreddin Türkkan Paşa ve Cemal Paşa’nın hatıralarından “Yemen” konusunda alıntılanmış bölümlerden derlenmiş. Pek çok tarihsel fotoğrafın yer aldığı kitap, özellikle Fahreddin Türkkan Paşa’nın hatıraları ve yaptıklarını okumak için okunmaya değer.
Tarih meraklılarının kitaplığı için zorunlu bir eser saydığım kitabı, meraklı tüm okurlara öneririm.



FAHREDDİN PAŞA
CEMAL PAŞA



27 Ağustos 2010 Cuma

EVE DÖNÜŞ - ELDE VAR HÜZÜN


Uzun bir aradan sonra eve döndüm. İnsanın beklentileri ile karşılaştığı sonuçlar hep birbirinden farklı oluyor. Yaşam, hem her zaman geleceğe dönük planların olsun diyor, fakat arkasından kendi sarsılmaz döngüsünü yürütüyor.
Her ne kadar her zaman içinizde hep bir kuşku bulutu olsa da hiçbir zaman gerçekleşmesini konduramazsınız ya, bu da işte öyle.
Tatilimiz haftasında 7 Ağustos günü babamı kaybettik. Yaklaşık 16 ay kadar önce midesinde gittikçe büyüyen bir kitle giderek yemek borusuna baskı yapmaya başlamıştı. Ameliyatın yaşı itibariyle çok riskli olduğu doktorlar tarafından söylendi. Kendisi de ameliyat olmayı reddetti. Son bir yıldır ciddi anlamda kilo kaybetmeye başladı. Ciddi anlamda yemek borusuna baskı yapan kitle yemek yemeği oldukça güçleştiriyordu. Bu sene Temmuz ayı başında ciddi anlamda endişeli idik. Oldukça bitkin ve yorgun olmasına rağmen 31 Temmuzda, kardeşinin torununun düğününe katılmak için İzmir’den Denizli’ye gitmeyi göze aldı. Hem memleketini son bir kez görmek ve hem de tüm akrabalarını bir arada görüp –bir anlamda- vedalaşma gibi oldu. Haftasında, ciddi acıları ve sancıları başlamadan evinde vefat etti.
8 Ağustos günü İzmir Alsancak Hocazade Camii’nden (o gün yaşgünümdü) kaldırıp, Balçova’da 11 yıldır yatan annemin üzerine toprağa verdik. Bize kalan anılar sadece. Toprakları bol olsun.
Tatilimin geri kalanını anlatmaya gerek var mı?