12 Nisan 2010 Pazartesi

NİSAN AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 2


KİTABIN ADI : Şarabın aşk sözlüğü
KİTABIN YAZARI : Bernard Pivot
KİTABIN ÇEVİRMENİ : Bahadır Gülmez
KİTABIN YAYINEVİ : Kırmızı Yayınları
KİTABIN BASKI YILI : 2009
KİTABIN BASKI SAYISI : 1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI : 401 sayfa
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ : 10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ : 10/10
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL DEĞERİ : 8/10

ÖNERİ
Şarap severmisiniz? Konuya böyle girince şu soru aklınıza gelebilir. Bu kitabı okumak için şarap sevmek gerekir mi? Şaraba, salt alkollü bir içki gözüyle bakıyorsanız, zaten bu kitabın sizin için hiçbir özelliği ve çekiciliği yok.
İnsanın yazılı tarihinin başlangıcından beri, şarap yapımı insanoğlunun bildiği ve uğraş verdiği bir konu. Sümerden itibaren neredeyse tüm toplumlarda bilinir ve içilir. Eski Ortadoğu ticaretinde en önemli ticari maddelerden biridir. Anadolu, üzümün ve şarabın anavatanlarından birisidir. Anadolu insanı şarap için tanrı bile yaratmıştır. Diyonisos, Yunan panteonunda yer almasına karşın Helen değil Anadolu kökenlidir.
Bu eski geçmişimize rağmen şarap ne yazık ki Anadoluda bir kültür olarak yerleşmemiştir. Diyonisosu yaratan Anadolu halkı şarap içerken, taş çağını yaşayan Fransız, İtalyan ve İspanyol insanı şarabı bir kültür haline getirmeyi başarmışlar.
Asmanın, üzümün ve şarabın bir yaşam biçimi olan Bejaulais köylerinde doğan yazar, şarabın bir kültür olduğunu, yazdığı bu hoş kitapla bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Alfabenin harflerinden esinlenerek, şarabın kendisine hatırlattığı tüm sözcükleri hoş anılar ve anlatımlar çerçevesinde bizlere anlatıyor, açıklıyor. Kitabı okudukça şaraba, bu kültüre emek verenlere saygı duyuyorsunuz. İnanın çok güzel bilgiler ediniyorsunuz.
Bu kitabı okuduktan sonra, içtiğiniz şaraba daha farklı biz gözle bakacaksınız, sevmiyorsanız da seveceksiniz.
Şerefe dostlar…
(Kitabın Fransızca özgün baskısı)
5.5.1935’de dünyaya gelen yazar, fırıncı olan babasının esir kampından dönmesinden sonra Lyon’da okula başladı. Önce hukuk okumaya başlayan yazar, daha sonra Paris’te gazetecilik okudu. 1 yıl kadar ekonomi öğreniminden sonra 1958’de Paris Litteraire’de çalışmaya başladı. 1971’de gazetesi kapanınca Le Figaro’ya geçti. 1973’de televizyonda da çalışmaya başlayan yazar, 1975’de Antene 2 kanalında 1990’a kadar sürecek ve ona büyük ün sağlayacak “Apostrophes” programına başladı. 1990’dan sonra uğraşı alanı olarak kitap yazımına başladı. 10 Nisan 2008’de Kanada liyakat nişanı aldı.




3 yorum:

  1. Filozof Eflatun’un “az içilen şarap ilaç gibidir, yaşlıları gençleştirir hastaları iyileştirir” söz dayanağı ile Eski Yunan toplumlarında sağlıklı olmanın iksiri kabul edilmiş şarap.

    Günümüzde de şarabın içerdiği bioflovnoid maddesinin kalbi koruduğu, pıhtılaşmayı azaltıp kan dolaşımını güçlendirirdiği, damarlarımızdaki kan akış hızını yükseltip kolesterolde de önemli olduğu, HDL yani iyi huylu kolesterolü yükselterek LDL yani kötü huylu kolesterol seviyelerini düşürüyor olduğu biliniyor...

    Binlerce yıl önceki kültürlerde şarabın gençlik iksiri kabul edilmesi tecrübelerle oluşmuşsa da beslenme şeklinde Akdeniz mutfağı ve içki kültüründe de şarap tercihinin sağlıklı ve uzun ömürlü olmanın kanıtlanmışlığı ispat edilmiş...

    Böyle olunca şifa niyetine ve ölçüsünde içmenin sevindirici olduğu da söylenilebilinir...

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Burun,ağız,dil ve damak keyfidir şarap.Güzel bir meze,güzel bir peynir eşliğinde,doğru tercih edilmiş bir şarap olmalı.İzmir Şirince'de gerçekten harika şaraplar var, köylüler kendileri yapıyor. Bağ bozumlarına katılmayı da seviyorum ben.Kitabı mutlaka okuyacağım.Teşekkürler paylaşım için.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Esmir,
    Verdiğiniz mükemmel bilgi ve katkıdan dolayı müteşekkirim. Tanıtıma güzel bir içerik ilavesi oldu. Çok teşekkür ederim.

    Sevgili Ebruli,
    Elbette, şarabın eşlik dostları çok önemli. İzmir Şirince, yazları benim de sık sık ziyaret ettiğim bir yer. Özellikle köyün girişinde fabrika sokağının başında "Eski sinema" şarapevinin kendi yapımı "irikara" üzümü şaraplarını mutlaka tadın derim. Sevgiler, saygılar sunarım.

    YanıtlaSil