15 Şubat 2010 Pazartesi

1924 YILINDA VAHİDETTİN'den ABD BAŞKANINA MEKTUP

(3 Mart 1924'de Hilafetin kaldırılması dünya beklenen gürültüyü koparmaz. Kısmen İngiltere sonuçsuz çabalara girmişse de diğer devletlerin konuya ilgi göstermemesi üzerine kısa sürede dünyanın da gündeminden düşer. Ancak Amerikan gizli arşivlerinden son zamanlarda çıkan bu belge, bazılarının bir türlü hainliği yakıştıramadığı, '6. Mehmed Vahideddin Han Hazretlerinin' hala hangi düşüncelerle kendini ve çevresini aldattığını, aldatmaya devam ettiğini, o küçümsediği halkının, nasıl canı, kanı pahasına kurtardığı vatanını, bir işgalci zırhlısıyla terketme onursuzluğunu taşımasına rağmen bir başka devlete yalvararak, ünvanını koruyabilmek için vatanına, milletine küfretmeye devam ettiğinin ibretlik örneği)

Mektup, San Remo'da Padişah Vahidettin tarafından yazılmış ve Halis Reşat Bey tarafından Paris'te bulunan Amerikan elçiliğine teslim edilmiştir.Elçilik de bu mektubun orijinalini ve İngilizce çevirisini I5 Nisan 1924 tarihli yazısıyla Washington'a göndermiştir. Mektup Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi'nde 86700/1788 numarada kayıtlıdır.

(Calvin Coolidge, ABD 30. Devlet Başkanı)


”Mehmed Vahideddin
13 Mart 1924

Amerika Cemahir-i Müttefikiye Reisi Mösyo Coolidge Cenablarına,

Siyasi olayların ve gelişmelerin tüm iç yüzünü, hangi nedenlerden dolayı Saltanat merkezimi geçici bir süre için terk etmek zorunda kaldığımı biliyorsunuz. Bu konuda ayrıntılı bilgi sunmayı gereksiz görüyorum.
Bu süresiz uzaklaşmanın, babadan kalma sahip olduğum Saltanat ve Hilafet makamından vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır.
Ankara Meclisi gibi bir isyancı fitnenin bu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağını bildiririm. Şöyle ki;
İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatından soyutlanması ve ayrılması ve Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir.
Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisin toplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararı ile çözümlenecek büyük bir evrensel sorundur.
İslam bilginlerinin bildiği üzere şeriata aykırı kararlar herhangi makamdan olursa olsun sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Bundan başka bu durumun, içinde bulunulan koşullarda İslam dünyasında sonuçları pek vahim olabilecek büyük bir heyecana yol açacaktır.
Ayrıca gelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine de büyük bir etki yapacaktır. Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara Meclisi tarafından kabul edilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksız kararları hanedanım bireylerini, insan ve kişilik haklarından soyutlar mahiyettedir.
Bu konuda yüce kişiliğiniz ve cumhuriyet hükümetiniz tarafından olanaklar ölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli sayacağımı açıklamaya gerek yoktur. Bu vesile ile sağlıklı olmanızı yüce haktan niyaz eylerim.”

Prof. Dr. İhsan GÜNEŞ(Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder